Hikâyelere Olan Açlığımız

Bir anlatım tarzının veya tekniğin klişeleşmeden değerini sürdürmesi için özgünlük ve yenilik arayışı önemlidir. Araştırma yapmak sadece klişelerle mücadelede değil, aynı zamanda yenilikçi fikirlerin gelişiminde de anahtar rol oynar. Yazar, eseri üzerinde yaratıcı gücünü kullandığında hikâyesi eşsiz bir derinlik kazanır. Klişelere karşı savaşırken veya onları daha akıllıca kullanmaya çabalarken her yazarın benzersiz bir hikâye anlatışı vardır. Tüm bu çabaların doğal yansıması benzersiz bir eserde canlanır.

Klişelerin ve yapısal mantıksızlıkların sürekli tekrarı parlak bir eseri sıradanlaştırır. Seyirci sorgulamasa da klişelerle dolu mat bir senaryo, özgünlükten uzaklaşır.

Neyi nasıl söylediğimiz ve bunu nasıl gösterdiğimiz yani vizyon sahibi bir anlatım eseri klişelerden kurtarır. Gelinen çağda benzersiz içerikler üretmek zor gibi görünse de yüzyıllardır tüm hikâyelerin yazıldığı ve tüm konuların işlendiği düşüncesi yanıltıcı olabilir. Aynı konuyu farklı bir şekilde ele almak fark yaratır. Aslında olayın sırrı, yazarın üslubunda gizlidir.

Hikâyelere olan iştahımız hiç bitmeyecek çünkü hayal edilebilen ve edilemeyen her şey konu olabilir. Son zamanlarda yapay zekânın tüm sektörlere hâkim olacağı düşüncesi yaygınlaşırken insanların artık kitap okumayacağı endişesi de gündeme geldi. Ancak yapay zekâ, komutlarla çalışan bir sistem olsa da her yazarın kendine özgü komutları benzersiz eserler ortaya çıkarmasını sağlayacaktır. Yapay zekânın eğitim süreci de kişiye özel olacağından, deneyim ve bilginin önemi hâlâ geçerliliğini koruyacaktır. Korkulacak bir şey yok, sadece çeşitlilik ve eser sayısında önemli bir artış bekleyebiliriz. Birbirleriyle iletişim halinde olan farklı şekillerde eğitilmiş yapay zekâ sistemlerinin nasıl bir yapıya dönüşeceği şimdilik merak konusu.

Kitaplarda kahramanın iç dünyasına, ruhunun derinliklerine inebiliriz. Filmlerde o iç sesi duyamıyoruz. Ne kadar eylem varsa film o derece ilgi çekici oluyor. Duyguları anlatmak yerine gösterme zorunluluğu, ister istemez yazarın alanını daraltır.

Bu dünyadaki yaşamın iç yüzü aydınlansın istiyoruz bu nedenle hikâyelerin hükümranlığı hangi dönemde olursa olsun devam edecektir. Kişisel ve duygusal ihtiyaçlarımızı karşılamak, susamışlığımızı gidermek için bu araca ihtiyacımız var.

Senaryo yazarken veya karakter yaratırken başlangıçta kahramanımıza zarar vermek istemeyiz. Kahramana acımasız davrandıkça, onun bu zorluklar karşısında nasıl büyüdüğünü, karmaşık düşünce yapısıyla nasıl çözümler ürettiğini görmeye başladığımızda aradığımız ilhamın bu olduğunu keşfederiz. Bu da yazdığımız hikâyeyi zenginleştirir. Bu yüzden kahramanımızı öldürmekten veya zorluklarla yüzleştirmekten korkmamalıyız. Veda etmeden yeni bir merhaba diyemeyiz, bu apaçık bir gerçek.

BASKI ALTINDA ALINAN KARARLAR

Islanmış paraları ne yapacağını bilemeyip denizden gelen çantayı tekrar denize atmak gibi, istemediği biriyle evlendirilen bir kadının nikâh kıyılırken "itiraz ederim" deyip yola çıkması ve nikâh memurunun "kabul ediyor musunuz" sorusuna yanlışlıkla "evet" deyip sonra o adamla yıllarca evli kalması gibi... Özellikle baskı altında alınan kararlarda mantık dışı olabilir.

Baskı altında alınan kararlar, çoğu zaman istenmeyen sonuçlara yol açabilir. İstenmeyen sonuçlar başka seçimler yapılmasını gerektirir. Baskı altında kişi duygusal tepkiler gösterir ve sonuçları düşünmeden ani kararlar verebilir. Ani verilen kararlar kişinin kendi değerleriyle uyuşmaz. Ani verilen karardan sonra pişmanlık duygusu belirir. Baskı altında kaygı ve stres seviyesi yükselir. Bu durum hem fiziksel hem de ruhsal sağlık sorunlarına neden olabilir. Baskı altında alınan kararlar, başkalarının beklentilerini karşılamaya yönelik olabileceğinden ilişkilerde dengesizliklere yol açabilir.

Karaktere uygulanan baskı ne kadar büyükse seçimi o kadar heyecan verici olacaktır. Bu noktada karakterin arzusu, motivasyonu, deneyimi ve bilgisi önem kazanır. Her satırda, her yaratımda yapılması gereken ilk iş, sorular sormak ve bunları cevaplamaktır. 5N 1K kuralı, hikâye ve karakter yaratımında vazgeçilmez bir araçtır.